Değişim mi, Dönüşüm mü? Hangisi olmalı?

Sabah çıkarken giydiğimiz ve bizi örten veya ısıtan giysiler, objeler veya takılar kişiliğimizi yansıtır.

Bu durum oldum olası böyledir.

Bizi izleyen kitlelere sembolik mesajlar veririz ve bu mesajları sürekli değiştirerek vermeye çalışırız.

Kıyafetlere bakarak zenginliği veya fakirliği anlamak neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Bu değişimler için insanlar muhtelif markalar ve farklılıklar yaratarak bunu kitleler üzerinden deneyerek olağanüstü ekonomik değerler de yaratırlar.

Neden bu tür bir konuya değindim diye düşündüğümde, sürekli değişen bir yaşam eğrisinin süratinin arttığını görerek nereye doğru evrildiğimizi bulmaya çalışıyorum.

Bizim ülkemizde önceleri yeşil parka giyen solcuydu, bilirdik. Bıyık şekli de kıyafeti tamamlıyorsa sormaya bile gerek yoktu. Bir fikri benimsemek o fikrin emrettiğini yaşamayı gerektirir değil mi? En azından kitap üstünde öyle! Bu bunu giyiyor, böyle düşünüyordur, şöyle yaşıyordur; o halde iyidir ya da kötüdür. Bitti. Kesin karar verilmiştir, değişmeye gerek yoktur düşüncesi hakimdi.

Ne var şu bez parçasında örtünsen ne olacak Örtünmesen ne olacak? Sana bakan mı var? Örtünse pek yakışacak

-Kravat kefere icadıdır.

-Herife bak bu çağda şalvarla, yırtık pantolonla geziyor.

-Gerici!

-İlerici!

-Muhafazakar!

-Modern…

Ve taban tabana zıt giyim kuşam, zıt yaşam, zıt fikirler.

Aynı potada eriyecek bir ortak paydamız kalmadı. Oysa her şeyimiz ortak. Aynı dil, aynı din, aynı ortak tarih. Bu en önemli ortak paydalarımız da tartışılmıyor mu şimdi?

Bir kıyafet, bir yaşam biçimi, bir fikri şablon…. Bu mu Şimdi hayat? Bundan mı ibaret?

Maalesef kötüye gidiyor bu algının yaygınlaşmasıyla geleceğimiz, artık eskiden olmadığımız kadar ayrıyız, farklıyız. Birbirimize karşı bir futbol takımını tutar gibi ya iyiyiz kötüyüz.

Türkiye gerçekleri bir yana, olmazsa olmazların başında şekilcilikten uzaklaşıp değişim yapmak gerekmektedir.

Dünyanın yapay zekayı tartıştığı bu ortamda, o nasıl olmuş, bu neden böyle davranıyor sorularının cevabı için değişimleri izlemek ve bunların dönüşe etkisini görmek gerekir.

Bilim kitaplarında, değişim; belli bir süreç içinde yer alan değişikliklerin tümü, dönüşüm ise olduğundan başka bir biçime ya da duruma girme hali olarak tanımlanmaktadır.

Bu değişimlere digital kavramlar da eklenince sonuç dönüşüme doğru gitmekte.

Değişimin bilinçli bir edim olduğu kabul edilmektedir. Dönüşüm ise tamamen kontrol dışında gelişen bir durum olarak tanımlanabilir.

Şimdi biz veya toplumun belli kesimi, değişim içinde mi? Yoksa dönüşüm içinde mi? Sorularını sorduğumuzda dünyadaki gerçeklere bakmamız gerekecektir.

Değişimin kaçınılmaz olduğu, endüstri 5.0’ ların konuşulduğu dünya gündeminde dönüşümün de etkileri yükselmeye başladı.

Herkes farklı düşünüyor, herkes farklı kalıplara girmeye çalışıyor ve sonuçta ben eskisi değilim, dönüştüm ben buyum demeye başlıyor ve ona inanıyor, hatta dönüştüğü durumda kalarak eskiyi siliyor.

Dönüşmeye başladığımızı görebilmekteyim. En azından kuşaklar arası farklılıkların iyice ayrıştığı günümüz koşullarında yeni kuşak insanlarının bu dönüşümde yeni bir insan olarak hareket etmeye başladıkları izlenmektedir.

Bunu anlamanın ve dönüşüm süreçlerini analiz etmenin güzelliği de nerede olduğunuzu, nereden ve nereye gittiğinizi görebilmenizdir.

Hayattaki her şey gibi bunun da bir döngü olduğunu ve sürekli hareket halinde olduğunu unutmayın. Bu, her yaşam değişikliği yaşandığında aynı süreçtir.

Belki bir hafta yeniden keşfetme aşamasında olabilir ve sonraki hafta farkına varma aşamasında olabilirsiniz. Bir gün diriliş aşamasının birliğini hissedebilir, ardından serbest bırakma aşamasına geçebilirsiniz. Yaşamınız boyunca herhangi bir zamanda ve birden çok düzeyde bu aşamalardan en az birini veya tümünü sürekli olarak deneyimliyorsunuz. Süreci yönetmeyi öğrenmek anahtardır. Bunu döner bir merdiven gibi düşünün. Her adım, dönüşümün başka bir aşamasıdır. Attığınız her adım sizi bir sonraki anlayış düzeyine yaklaştırır. Aydınlanmış bakış açıları ve beklenmedik fırsatlar sizi her seviyede karşılıyor.

Bu, dönüşüme yönelik kişisel yaklaşımdır, ancak bu bilgiyi bilmek dünyayı nasıl etkileyebilir? Dünya şiddet, öfke ve yıkımla dolu dağınık bir yer haline geldi. Birçok insan bana “Bunu değiştirmek için ne yapabiliriz? Kişisel dönüşüm dünyada nasıl olumlu bir değişim yaratacak?”

Hayatı yaşamaktan bildiğimiz bir şey varsa, o da değişimin olacağıdır. Hayatı devam eden bir dönüşüm süreci olarak kucaklayın ve her sonuç hakkında sağlıklı bir merakınızı koruyun. Bu aşamalar, kişisel gelişimin sürekli değişen bir dünyada daha sürdürülebilir hale gelmesinin basit bir yoludur. Sağlıklı, tatmin olmuş ve adanmış bir yaşam için reçeteniz olacak ve onu uygulayacaksınız.

O zaman,

Farkına varın, serbest bırakın, geri dönün, yeniden keşfedin, diriltin ve karşılık verin, değişir ve dönüşürsünüz.

Sevgiyle kalın

Sinan Bayraktar 18 Nisan 2023

No responses yet

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir