Dönemin birinde bir hattat Mehmet varmış, Devrin en önemli hattatlarından biriymiş, çok öğrenci yetiştirmiş, çok güzel eserler bırakmış.

Bir gün hattat Mehmet Efendi ye sormuşlar.

Bu kadar başarılı hat sanatını nasıl elde ettiniz, sizi, hattat yapan neydi, nasıl başardınız da bu kadar güzel eserler bıraktınız, hatta birçok öğrenci yetiştirdiniz

Hattat Mehmet Efendi anlatmış.

Hattatlığa başladığım dönemlerde beni kimse tanımazdı. İyi, kötü bazı eserler yazardım, iyi hocalarım vardı ama öyle bilinen biri değildim diye başlamış anlatmaya

Hatırasında anlatıyor, bir oduncu bana yol göstermiştir, beni irşad etmiştir diyor

Hikayesi Şöyle;

Pencerede bekliyorum, kırılması gereken odunlar var bahçede

O yıllarda da oduncu demek, iri yarı adam demek,

Oduncu dediğin baltası var, bileyicisi var, gelir bakar odunlara ve sizin gözünüzün önünde odunları parçalar ve iki saatte bir altın alır ve gider, bizim oduncu böyle bir adam

Bekledim, oduncu yok ortalarda ikindi karanlığı çökmeye başladı, gelmedi

Eyvah odunlar kaldı derken,

Köşeden bir cılız ses

Oduncuuuuu

Döndüm, seksen yaşlarında bir adam

Beli bükülmüş, paytak paytak yürüyor

Baktım şöyle ,

İçimden dedim ki yahu bu odun kırabilir mi, neyin oduncusu bu..

Hele bizim odunlar , budaklı, sert, kalın…

Sonra baktım , çok emin yürüyor, oduncu derken sesi de titremiyor

Allah Allah dedim kendimce, ben bunu bir çağırayım bakayım bizim odunları kırabilir mi?

Çağırdım,

Amca gel bakalım bizim odunları kırabilir misin sen?

Döndü baktı, tebessüm etti

Oğlum ben oduncuyum, odun kırıcısıyım

Dedim ki

Bak amca koca kütükler var bahçede, bunları kırabilir misin

Kırarım oğlum,

Geldi baktı

Ne kadar zamanda kırarsın amca?

1 saat dedi

Amca olur mu, Bunlar iki saatten önce kırılmaz

Oğlum ben oduncuyum, kırdıracaksan söyle

 

Meraklanmaya başladım,

Peki ne kadar ücret alırsın?

2 altın

Yahu amca ben hep kırdırıyorum, bir altın değil mi bunun ücreti

Benim ücretim iki altın oğlum dedi

Bir saatte kırar 2 altınını alırım

İnanmadım ama buyur kır dedim başladım seyretmeye

Geldi, omuzunda bir baltası var, bileyledi

Döndü yüzüme baktı, yer ayarladı kendisine

Adeta odunlarla, kütüklerle konuşmaya başladı,

Etrafında dönüyor, sağına bakıyor, soluna bakıyor, nereden vuracağını hesaplıyor, dönüp duruyor,

Sanki Bir müddet böyle hasbihal etti odunlarla

Başladı,

Vurdukça odunlar ayrıldı, en budaklı parçaları bile 1 saatte 2 defa bile vurmadan tek vuruşla kırdı ve bitirdi.

Diyor hattat Mehmet

Hiçbir parçaya iki defa vurmadığını gördüm, ağzım açık seyrettim durdum

Hakikaten çok zor iştir, koca bir evin ihtiyacını bir saatte her bir parçaya iki defa vurmadan kırın da görelim bakalım

Neyse, işini bitirdi, baltasını topladı, odunları yerine yerleştirdi, bir su istedi.

2 altını getir bakalım evlat dedi

Hemen koştum, altınları aldım getirdim avucuna koydum

Amaca bunun sırrını söyle bana hakkını da helal et, nasıl kırdın bunları bir saatte, hem de tek vuruşta

Bak oğlum demiş oduncu gülümseyerek

Aleyhimde düşündün değil mi

Bu adam bu yaşta bu odunları kıramaz dedin, bakışların öyleydi zaten

Vallahi ne yalan söyleyeyim öyle düşündüm, kıramaz dedim, nerden bileyim böyle yapacağınızı

Bu nasıl bir iş amca, ben yıllardır odun kırdırırım, bu kadar odunu bir saatte kıran olmadı buı bir bir de  hiçbir parçaya iki defa bile vurmadınız

Ne olur bana bunun sırrını söyleyin

Dedi ki

O kadar ileri gitme oğlum

Nasıl yani amca

Bak dedi benim bir saatime 2 altın ödedin

Evet

50 yıllık sırrı bedava istiyorsun

Güldüm, o da güldü

Peki amca iki altın daha getireceğim bana ne anlatırsın

Bir cümle söylerim oğlum , Benim bir cümlem 2 altındır

Hemen gittim 2 altını getirdim avucuna koydum

Gözümün içine baktı dedi ki

Oğlum sen cömert bir adamsın Sana bir değil birkaç cümle söyleyeceğim

Suyundan içerken terlerini de siliyordu bir yandan

Ne iş yapıyorsun oğlum sen

Amca ben hattatım, hat yazarım

Elif yapıyorsun, vav yapıyorsun, mim çiziyorsun değil mi yani besmele falan yazıyorsun

Evet dedim

Peki oğlum sen hiç rüyanda elif gördün mü?

Düşündüm, düşündüm, gerçekten ben rüyamda hiç elif görmemişim

Oğlum sen ‘’vav’’ da mı göremedin

Mim de mi görmedin rüyanda

Sen hiç besmele yazmadın mı rüyanda

Bak sana bir şey söyleyeyim oğlum senden hattat mattat olmaz oğlum sen bırak bu işi

Yahu amca niye böyle diyorsun

Bak oğlum dedi oduncu amca

Ben 50 yıldır odun kırıyorum

Bu yaşımda bile halen daha gece sabahlara kadar odun kırıyorum, rüyalarımda hep odunlarla uğraşıyorum

Düşün bir adam ki hayallerini rüyalarına sokamamışsa o adamdan hiçbir şey olmaz oğlum

Hayalini kuramadığın hiçbir işi rüyana sokamazsın, hayalinin işini düşünmezsen başarılı olmazsın, hayalin rüyalarına girecek ve onlara yaşayacaksın ki uyandığın zaman o hayallerinin peşine düşeceksin

Dedi ve aldı gitti parayı

Pencerede oturdum düşündüm, düşündüm

Seksen yaşında bir oduncu bana seksen yıllık ders vermişti. Gerçekten çok önemli bir ders almıştım, her dersin bedeli olduğu gibi bedelini ödemiştim ama dersimi de almıştım.

İşte ben ondan sonra rüyalarımda elif görmeye başladım, ‘’vav’’ görmeye başladım, besmeleler yazdım

İşte beni böyle bir oduncu hattat Mehmet yaptı…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

No responses yet

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir