Önlemek, ödemekten ucuzdur.

Sıkıntılı süreçlerin devam ettiği günler yaşamaktayız. Daha da berbatları olabilecek ve dünya farklı krizlerle uğraşır vaziyete gelebilecektir.

Pandemi kelimesini kulaklarımıza ve düşünce bağlantısı ile beynimize kaydettiğimiz günden itibaren oldukça fazla bilginin içerisinde yaşadığımızı görmekteyiz.

Geriye baktığımızda hatalarımızı, ileriye baktığımızda yapacaklarımızı ve beklentilerimizi görebilmekteyiz.

Ancak baktığımız hangi yön olursa olsun, empatiyi ve karşımıza çıkan dersleri düşünmeden edemiyoruz.

Aklı selim olan herkesin bu ve benzeri krizlerden edinecekleri çok dersler olduğu gerçeği ile bazı bakış açılarını analiz etmekte yarar görmekteyim

Kriz mi var? Sorusunun tam karşılığını ne olduğunu tahmin edebilirsiniz, evet kriz var tabii ki ancak bu krizi tetikleyen ve besleyen, hatta büyüten birçok olgunun da varlığını beraberce sorgulamanız gerekmektedir.

Çok uzak değil, bundan 12 yıl evvel dünyanın başına gelmiş olan bir krizi hatırlayın, 2008 yılında borsalar çöküyor, dünyadaki devasa şirketler sarsılıyor, hatta batıyor, halk bilinçsizce nereye yatırım yapacağını bilemiyor ve gittikçe kaos ortamına doğru gidiyordu.

Hatırlayın, evet unutmayın ki o dönemden ders çıkarmayan birçok kuruluş veya ekonomik birim bugün aynı dertle baş başa kalmış vaziyette duruyor.

Yazımızın konusuna gelince;

En önemli konunun farketmek veya farkına varmak olduğu düşündeşinden hareket etmek olduğunu anlamamız gerekecektir.

Bugün başınıza gelen her ne olursa olsun herhangi bir çıkarım yapmaz ve önlem almazsanız gelecek olan sıkıntı veya zorlu süreci yönetmeniz zor veya imkânsız olacaktır. Almadığınız her önlem, değiştirmediğiniz veya yenilemediğiniz her bir aksaklığın bedelini çok yüksek olarak ödeyeceksiniz

Her zaman söylediğimiz bir kuralın unutulmaması gerektiğini belirtmek isterim.

Ruhu şad olsun, bir tekstil duayeni olan ve bugün bile işletmeleri çocukları tarafından oldukça başarılı şekilde yönetilen bir grubun kurucusunun söylediği bir özdeyiş ile konuyu anlatmak istiyorum.

Biz dükkanımıza bir çırak aldığımız zaman ona şu tembihte bulunuruz.

Oğlum kumaş topunu müşteriye sunduğun zaman kaç metre istediğini sor, dikkatle dinle ve…

‘’Üç defa ölç, bir defa kes’’

İşte önlemenin, ödemekten ne kadar ucuz olduğunu anlatan bir deyiş, belki de bir atasözü niteliğindeki bu önerinin bize anlattığı ana konunun bu olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlamamıza yol açıyor.

Bizler duygusal zekamızı daha çok kullanarak, gerektiğinde olması gereken önlemleri alıp işlerimizi yönettiğimizde krizlerden daha az zararla çıkacak ve diğerlerine göre küçük de olsa üstünlüğümüz olabilecektir. Hatta ayakta kalıp yaşam değerimize katkı sağlayabileceğiz.

Yönettiğimiz her olayda, liderliğini veya sorumluluğunu aldığımız her durumda bizim alacağımız önlemleri akıl yolu kullanarak değerlendirdiğimizde kriz ve benzeri kaos ortamlarından az zarar veya ayakta kalarak çıkabileceğiz.

Şunu düşünmekte sonsuz yarar olduğuna inanıyorum.

Bugüne kadar olan tüm süreçlerimizde neler yaptık, neleri düzelttik veya berbat ettik veya şu an neredeyiz, olması gereken yerde mi, yoksa beklentilerimizin altında mı soruları ile küçük bir swot analizi bile bize mevcudu gösterecektir:

Gördüğümüz her bir durumu değerlendirip alacağımız tedbirler bizlere daha aydınlık yeni normaller ve yaşamda daha az riskli olabileceğimiz ortamlar sağlayacaktır.

Yazımı birkaç güzel sözle noktalamak istiyorum.

“Deveni bağla, seni yaradana tevekkül et.” (Tirmizî)

‘’Gündüz kandilini hazırlamayan, gece karanlığa razı demektir.’’ Cenap Şahabettin

‘’Takdir dahil olunca, tedbir zail olur.’’ Hz.Ali

‘’İşaret parmağınla birini suçladığın zaman, geri kalan üç parmağının sana dönük olduğunu unutma’’ Hint Özdeyişi

‘’Düştüğünde zarar göreceğin yüksekliğe çıkma’’

Sevgi ve sağlıcakla kalın.   28 Mayıs 2020

Sinan Bayraktar

 

 

No responses yet

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir