Ekonomik değişimlerin sürekli yaşandığı ülkemizde bir de depremin yarattığı değişimler oldukça artmaya başladı.
Ülkenin gündemi her gün değişime uğruyor ve bu değişimin sonuçları tüm kesimleri etkiliyor.Uzun dönemlerdir
ekonomik görüşlerimizi aktarmaya çalışırken şu sıralar korku kültürümüzü analiz etmeye çalışmaktayım. Depremfelaketinin getirdiği kaos ortamın bizlere sunulduğu çok önemli bir kavramı endişe ile izlemeye devam ediyorum. Ülkemizin başına gelen bu büyük felaketin sonuçları sadece bölgesel değil, neredeyse 85 milyon insanımızın tümünü etkilemeye başladı. Bırakın bizim insanımızı, ülkemizi turizm açısından tercih etme düşüncesinde olan dünya insanlarını da olumsuz olarak etkiledi.
Oluşan bu ortamın başladığı 6 Şubat gecesinden başlayarak medyada veya sosyal medyada oluşturulan kaosun nelere sebep olduğu çok net olarak görülmektedir.

Evet, başımıza korkmamız gereken oldukça büyük bir felaket geldi. Ancak toplumun tüm fertleri bu felaketi beraberce aşması gerektiği bilinmekle beraber, kendilerini uzman olarak gördüğümüz bilim insanları, politikacılar, bilir veya bilmez kişilerin hemen hemen tamamının geleceği karartan söylemleri ile ülke fertlerindeki travmalarını görebilmekteyiz. Geleceği her konuda kesin olduğu söylenen Marmara depreminin sonuçlarını konuşan insanların tümünün yarattığı travmaların üzerimizde yarattığı sonuçlara biraz bakmak istiyorum. Turizm ciddi darbe yemeye devam ediyor. Güvenli bölgelere ve şehirlere doğru göçler başlamış durumda Göç düşüncesi ve oluşumu eko dengeleri bozuyor. Oluşan hareketler fırsat ekonomisi yaratıyor. Fiyat değişimleri olağanüstü değerlere doğru gidiyor. Nitelikli iş gücü kaybı yaşanıyor. Bölgesel yeni oluşumlar eğitim dengesini etkiliyor. Göç hareketleri yaşam koşullarını değişime uğratıyor. Alt ve üst yapı yetersizliği ön plana çıkmaya başlıyor. Ekolojik dengeler yeniden şekilleniyor. Sanayide iş gücü kaybı artıyor. İhracat etkileniyor. Yaklaşık 3 milyon insanın hareketi dengeleri değiştiriyor. Kentlerden köylere doğru yeni bir akım oluşuyor. Travma ve benzeri şartlar psikolojik sorunlar yaratıyor. Nitelikli iş gücü ve beyin göçü yurt dışına gitme arzusunu arttırıyor. Gibi benzer birçok olaylar bizleri endişe sevk ediyor. Gün ola harman ola demeden hep birlikte aklıselim düşünceler oluşturmaya çalışmalı ve bu ülkenin bizim olduğu değerleri üst akılda taşıyarak ekonomimize ve işlerimize daha çok sahip çıkmamız gerektiğine inanmaktayım.

Saygılarımla

No responses yet

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir